18 Ekim 2008 Cumartesi

Istanbul restoranlari ve lokantaları rehberi, istanbul restaurant and entertainment guide- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi

Beyti Güler'le Sıradışı Bir Sohbet

www.beyti.com.tr

Istanbul restoranlari ve lokantaları rehberi, istanbul restaurant and entertainment guide

Et yemeklerini lezzetle yiyebileceğiniz bir mekan tanıtmak istedim ama bu mekanın sahibi ya da kurucusu belkide yaratıcısı demeliyim, mekanın o kadar önüne geçti ki... Beyti Güler'i anlatırsam Beyti Et Lokantası'nı da anlatmış olacağım...

Beyti Bey ; nezaketi ve yüzünden eksik olmayan tebbesümü ile bizi restoranın girişinde karşılıyor. Restoran girişinden çok otel lobilerini andıran mekanın tasarımındaki titizlik , diğer katlarda ve salonlarda devam ediyor. Salonlarda diyorum, çünkü Beyti'nin çinili, hünkar, havuzlu, marmara, kubbeli salon olmak üzere daha değişik isimlerde 11 adet salonu var. Genellikle Osmanlı kültürünü yansıtan bu salonların, her biri büyük bir zevk ve özenle hazırlanmış. Müşterilerinin ya da daha çok müdavimlerinin isteğine göre bu salonlarda yemek yeniliyor.

Beyti'den içeri girdiğinizde duvarlardaki, ünlü aktör ve aktristlerle çekilmiş fotoğraflar, yabancı devlet büyüklerinin elçilerin, cumhurbaşkanlarının Beyti'de geçirdikleri keyifli vakitden dolayı teşekkür mektupları, restoranın diğer katlarındaki duvarlarda da devam ediyor...

Büyük bir şaşkınlık ve hayretle okumaya çalıştığım bu mektupların ardından bir dolap görüyorum. Bu dolabın içinde bu mekana gelen yabancı ve Türk ünlülerin Beyti Bey'e getirmiş oldukları küçük ama değerli armağanlar...Bir restorandan çok müzeyi andıran bu mekanda tam Beyti Bey'le röportaj için hazırlanıyorduk ki, 50 yıllık müdavimleri yemek yemeye geldiler. Bir atiklikle yerinden kalkan Beyti Bey, selamlamak için iki yaşlı bayanın yanına gitti. Sonra tekrar yanımıza geldi:

"Hanımefendi, gittim elini öptüm, bunlar Küçükçekmeceden müşterilerim, taa eski mekandan, bu yaşta bu insanı buraya getirmek...hepsi 40 senelik 50 senelik müşterilerim, yaşları yetmişim üzerinde. Bunlar 20 yaşındayken bana geliyorlardı. Bir müesseseye 50 sene gelmek...."

Beyti Bey'e röportaja gitmeden önce sorularım hazırdı ama mekan , ortam ve tabi ki Beyti Bey beni o kadar şaşırtmıştı ki nereden başlayacağımı şaşırdım.müşterierinin arasında Richard Nixon, Leonard Bernstein, Jimmy Carter, Donny Kaye, Ahmed Abdullah Al, Jacque Chirac, Mihail Gorbaçov, David Bluzer, Kral Abdullah Bin Hüseyin, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Vehbi Koç, Senator James Scott olan bir mekanda Beyti Bey'e ne sormam gerekiyordu? Bu insanlar nasıl burayı öğrenmişler, Beyti kendini dünyaya nasıl kabul ettirebilmiş, ya da nasıl 4 masa 20 sandalyelik bir yerden böyle bir mekana geçilmiş, bu işin sırrı ne? Peki biz niye Beyti'yi iyi tanımıyoruz?.....

Sakin tavırları, yaşına reğmen sahip olduğu enerji, bizimle konuşurken bile etrafı gözlemleyip müdahale edişi, dikkatimi çekiyordu. Hiç bir şeye yabancı değildi; ne müşterilere, ne çalışanlara, ne de hazırlanan ete... Hatta Beyti Bey'in kendisi de hemen hemen her sabah et hazırlanma aşamasında yer alıyormuş. Buna pek alalade bir et kesme işlemi denemez tabi. Sanatçının eseriyle uğraşırkenki heyecanını görüyordum, Beyt Bey'de. Müthiş bir el becerisiyle etleri kesiyor, tekrar tekrar onları inceliyor ve sıralıyor. Beyti Güler'in ismiyle marka haline "Beyti"yi ise etrafı iç yağı ile sarılmış bonfileler olarak hazırlıyor ve kürdanla sabitliyor.

"Eti çok iyi tanırım, etin bir kutsiyeti vadır, güzel bir sığır eti herşeyin üstündedir. Adamın beyin hücrelerini çalıştırır."

Beyti Guler Öyle çevik öyle maharetle hareket ettiriyor ki ellerini, bu ellere ancak bir sanatçının sahip olabileceğini düşünürken Beyti Bey'in sohbetimiz sırasında söyledikleri aklıma geliyor:

"Çok iyi bir teknik ressamım, çok iyi torna tesfiye ve freze bilirim. El becerim çok iyidir. Bu yüzden sanat okulunu gittim, hatta tek hayalim kusursuz civatalar üretmekti"

Tabi bu civatalar için söyledikleri karşısında hayretle bakıyorum, böyle bir mekanda, işte ulaşmak istediği noktaya varmış, iddialı, azimli, başarılı bir kimse derken asıl hayalini gerçekleştiremediğini öğreniyorum.

"Babamın bakkaliyesinde, civata satardık, ve müşteriler civataların kalitesinden şikayet ederlerdi, bu yüzden küçük yaşta kusursuz civatalar üretmayi kafama koymuştum. Bunun için çok çalıştım, ama olmadı..."

Bunun bir çocukluk hayali olduğunu kabul edip, böyle bir mevkiye geldikten sonra pişman değildir diye düşünürken, Beyti Bey yine şaşırtan cevabı veriyor:

"Pişmanım, çok istemiştim civata konusnda başarıya ulaşmak. Yıllar önce üç büyük arazi aldım fabrika kurmak için, ama bu iş onun önüne geçti, olmadı."

Sohbetimiz kapının çalınmasıyla bölünüyor, ve içeriye izin isteyerek giren kişi Beyti Bey'e malzeme almaya ne zaman gideceklerini soruyor. O an, pek önemsemediğim bu sorunun ne anlama geldiğini sohbetin ilerleyen dakikalarında daha iyi anlıyordum. Beyti Bey restoran için gerekli tüm malzemeleri, yeşillik, sebze, meyve, ve tabiki eti bizzat kendisi satın alıyordu. 30- 40 yıldır değişmeyen mekanlardan kendisi gidip malzemelerini seçiyordu. Eti yedi ayrı kasaptan aldığını söylüyor ve ekliyordu:

Beyti Guler> "Tüm malzemeyi kendim alırım domatesinden, çalı süpürgeme kadar... Tüm olay, bir şeyi yapmaya özenmek. Computer 2000-3000 kelimeyi programlıyor, benimki nedir ki?"

Mekanın her noktasında kendi emeğinin olduğunu anlamamak mümkün değildi. Her ayrıntıyı biliyor, orada yapılan her işe hakim. Bir yandan bize salonları gezdiriyor mekanı tanıtıyor, bir yandan sıcak tavrıyla çalışanlara bir şeyler söylüyordu.

"Öyle bir meşgale ki bu sabahleyin giriyorsun gecelere kadar sürüyor.Benim 65'te Newyork Harold Tribune'de hayat hikayem çıktı. 5,5 milyon baskısı vardı Wall street Journal benden bahsetti. Bugünkü servetimin 10 kat fazlasını versem o kadar yazıyı yazdıramam. Japon televizyon grubu 17 kişi burada çekim yaptı. Cnn'den gelen ekip 6 kişi belgesel çekti. Ben bu durumu ne şahsi gücümle ne paramla yaptırabilirim."

Peki dünyada bu kadar iyi tanınan ve önemsenen bu mekan, Türkiye'de hatta İstanbul'da niye çok iyi bilinmiyordu? Ya da sadece müdavimlerinin geldiği bir mekan olması Beyti'nin tercihi miydi? Bir çok mekan popüler olma arzusuyla, şubelerini açarak yaygınlaşırken Beyti niye tek bir mekanda kalmayı tercih etmişti? Bu sorulara Beyti Bey o kadar ustalıkla ve samimiyetle cevap veriyordu ki...

"Benim felsefem şu, aşagı yukarı 4- 5 milyara yaklaşıyor dünya nüfusu veya İstanbul ise 15 milyon. Benim hırsım yok ki 15 milyondan yüzde ikisini doyurmaya, yüzde ikisini doyursan ne yapar 300 bin kişi...."

Beni gülümseten bir o kadar da düşündüren bir cevaptı bu.

"New York'a gidiyorum nerede ne yiyebilirim, diye bakıyorum onlarla mukayese ediyorum, karşılastırıyorum. Ben buraya güzel bir lokanta diyorum"

Evet burası, 600 kişilik kapasitesiyle, Osmanlı kültürünü yansıtan dekoruyla, müdavimlerinin tercih ettiği salonlarıyla, duvarlarındaki Arthur Miller'den Jimmy Carter'a kadar, buraya konuk olmuş çok sayıda ünlünün fotoğraflarıyla, üst düzey devlet adamları ve askerlerin teşekkürlerini yazdığı el yazması mektuplarıyla, çalışanların sıcak ve samimi tavrıyla güzel bir lokanta olmanın çok üstünde.Ve daha da önemlisi Beyti Bey'in yaşına rağmen sahip olduğu enerji ve ete olan düşkünlüğü görülmeye değer.

"Et yemediğim gün yoktur. Tıp otoritesine karşı konuşmak istemem ama İran ve Azerbaycan'dan Çin'e kadar etten başka bir şey yenmez, hepsi 80-90 yaşındalar"

1945'te Küçükçekmece'de 4 masa, 20 sandalye ile başlayan macera, 1983'te Florya'daki mekana böyle taşınmış.Beyti Güler'in hayat hikayesi; belgsellere konu olmuş, gazetelerde yer almış. Dünyanın en eski ve en önemli Gastronomi topluluğu olan Confrerie de la Chain es Rottisseurs' un da üyesi olan Beyti Güler'in, bu başarısının sırrını keşfetmeye çalıştım.

Beyti - 62 yıllık ustasından etin püf noktaları- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi

Beyti - 62 yıllık ustasından etin püf noktaları

Beyti - 62 yıllık ustasından etin püf noktaları

23.12.07, 22:11





Güler kasaptaki etin donuk olmamasına dikkat etmemizi söylüyor.



62 yıllık ustasından etin püf noktaları


BURCU ALDİNÇ



Celal Bayar onun restoranında yemek yiyebilmek için 17 dakika kuyrukta bekledi; Gorbaçov, Jacques Chirac onun etlerinin tadına bakmadan İstanbul'dan gitmedi. En lezzetli etin Trakya'da yetiştiğini söyleyen Beyti Güler'den kurban bayramı için öneriler aldık..

Bugün Beyti Güler ismini Anadolu'dan New York'a kadar pek çok kişi biliyor. Gastronomi dünyasında Güler, 'et ustası' olarak nitelendiriliyor. Nasıl nitelendirilmesin, Güler'in müdavimleri arasında cumhurbaşkanları da var, krallar da, Hollywood starları da. Ünü Türkiye'yi aşan ve hayat hikâyesi New York Herald Tribune, Wall Street Journal gibi gazetelere konu olan Güler, 1945 yılından beri et işinde. 1967 yılında sekiz yıl boyunca Pan American Airlines'a kumanya vermiş ve uçakta her gün bin 200 kişiye şiş kebap servis etmiş. Her öğün et yiyen ve "Eti lezzetli hayvanı, gördüğüm an anlarım," diyen Güler'le Florya'daki restoranında görüştük ve önce eski kurban bayramlarını yad ettik, ardından iyi etin sırrını öğrendik...

MECBURİYETTEN ET
- Bugün Beyti Güler ismi, iyi etle özdeşleşiyor. 2000 yılından itibaren kebapçıların mönüsünde beyti isminde bir kebap yer alıyor. Kısaca bir nostalji yapsak ve etle ilk tanışmanızı hatırlasak.
- 1940'lı yıllarda aile fırınımız ve bakkaliyemiz vardı. Ama daha sonra ekmek karneye döküldü, bakkaliyede de satacak hiçbir şey kalmadı. 1944 yılında ekmek bile bulmakta zorlanıyorduk. Biz de karnımızı doyurmak için Küçükçekmece'de dört masalık bir et lokantası açtık. Ama meslek olarak değil, çaresizlikten girdik et işine. Fakat kısa süre içinde, 25 masa bize yetmez oldu. İnönü'den Celal Bayar'a kadar tüm kalburüstü kesim kapımda kuyruk oluşturmaya başladı.

- Jacques Chirac, Kral Abdullah, Gorbaçov... Tüm bu insanlar Beyti'yi nasıl öğrendi?
- 1948 yılında basınla tanıştım. Rahmetli Burhan Felek benim etlerimi yedikten sonra gazetede, "İstanbul'un Etyemez semtine adını veren zatı tanımıyorum. Ama bu zat Beyti'ye gelip yemek yeseydi semtin adı 'Etten başka bir şey yemez' olurdu," diye yazdı. Bu yazıdan sonra da patlama yaşandı. Dünyada yaklaşık 5 milyon tirajı olan New York Herald Tribune benim hayat hikâyemi yayımladı. Ondan sonra da sırf Türkler değil krallar, cumhurbaşkanları, konsoloslar, Hollywood starları da gelmeye başladı.

BAYRAMDA İŞLER ARTIYOR
- Hatta Celal Bayar 17 dakika kuyrukta bekledikten sonra hâlâ yer bulamayınca gitmek zorunda kalmış.
- Evet, o dönemlerde 50 dakika bekleyip de yer bulan kişi şanslı demekti. Bakın ben bugün her New York'a gittiğimde mutlaka Mr. Chow restoranına gidiyorum. Aksi takdirde kendimi New York'a gitmemiş sayıyorum. Hatta içeride yer bulabilmek için kapıdaki adama rüşvet götürüyorum. İnsanlar bu restoranın kapısında saatlerce kuyrukta bekliyor. İyi bir restoran olmak ve kaliteli hizmet sunmak işte budur. Ben de İstanbul'da böyle bir hizmet sunuyorum.

- Bugün Kurban Bayramı'nın dördüncü günü. Hemen her evde et yemeği yapılıyor. Peki bu durum sizin işlerinizi nasıl etkiliyor?
- Artırıyor. Şaşırdınız değil mi? Ama Kurban Bayramı'nda yaklaşık yüzde 60 daha fazla iş yapıyoruz. Eskiden insanlar ailece evde toplanır, kurban keser daha sonra da hep beraber sofraya oturup kurban kavurması yerlerdi. Şimdi ailece restorana gitmek moda oldu.

- Eski Kurban Bayramları ile şimdikiler arasında ne gibi farklar var?
- Âdetler biraz değişti. Eskiden bayramları dört gözle beklerdik. El öper, harçlık ya da mendil alırdık. Her evde cevizli baklava yapılırdı. İnsanlar da eli yettiği kadar bir, iki ya da üç kurban keserdi. Kurbanlar da kesilmeden önce kınalanır, süslenirdi. Kesim sonrası da aile büyükleriyle sofraya oturulur, kurban kavurması yenirdi. Şimdi ise özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde bayram olunca, insanlar bir yerlere kaçıyor. Ama Anadolu'da hâlâ bu âdetler devam ediyor.

- Hazır sözü açılmışken, sizden bir kurban kavurması tarifi alsak.
- Tabii, önce eti ceviz büyüklüğünde parçalara böleceksiniz. Ardından bakır bir tencerede su ya da yağ koymadan pişireceksiniz. Et kendi yağında pişecek, suyunu bakır tencereye salacak. Pişmeye yakın, bir parça tuz atmak şart. Bir de yumurta büyüklüğünde soğanı içine koyacaksınız. Ama sonra bu soğanı almak gerekiyor. İşte bayram kavurması budur. Biz eskiden kavurmanın yanında 'Kaçamak' denilen mısır unundan bir çeşit ekmek yerdik.

İŞİN SIRRI KASAPLA DOST OLMAK
- Etin lezzetli olup olamadığını nasıl anlıyorsunuz?
- Önce hayvana şöyle bir bakarım, ardından da dokunup yoklarım. Okşadığın an lezzeti sırtından belli olur. Elinize kemik gelmeyecek, eti bol olacak. Kurban seçerken de bir yaşından küçük olmamasına dikkat etmek gerekiyor. Aksi, çocuk kesmek gibi bir şey. Ama günümüzde artık buna da dikkat edilmiyor. Ayrıca boynuzu ya da bacağı kırık kurbanlar da seçilmemeli.

- Peki kasaptan et alırken nelere dikkat etmeli?
- Et donuk değil parlak olmalıdır. Ama en önemli şey kasapla dost olmak. Kasapla ne kadar iyi dost olursanız, etiniz o kadar iyi olur. Bir de eti ne için aldığınızı mutlaka belirtmelisiniz. Dolmalık mı yoksa köftelik mi alıyorsunuz, bunu kasabınıza mutlaka söyleyin. 'Et alırsan koldan, kız alırsan soydan,' diye bir laf vardır. Kol kısmı etin gerçekten en lezzetli kısımlarından birdir. Özellikle kıyması çok iyi olur. Bir de yağsız et bir şeye benzemez


Beyti Güler'den tüyolar:

* Kurban etini terbiye etmeye gerek yok. Kurban kavurması yaparken de tencereye su ya da yağ koymayın.

* Kendinize güvenilir bir tane kasap edinin ve onu değiştirmeyin. Kasapla dost olmak da çok önemli.

* Kasaptan et alırken mutlaka ne için aldığınızı belirtin.

* Lezzetli et sosla servis edilmez. Sadece pişirmeden önce terbiyelemek yeterlidir.

* Eti kasaptan eve getirdikten sonra buzluğa koymak yerine bir alt göze yerleştirin ve en geç 30 saat içinde de tüketmeye özen gösterin


Türkler kuzu etini daha mı çok seviyor?
- Maalesef. 1958 yılına kadar ben dana etini ızgara yapıp kimseye yediremedim. Ama 1958 yılından sonra sığır eti yemeyi öğrettim. Yine de bugün hâlâ Anadolu'nun birçok yerinde sığır eti makbul değildir. Oysa iyi bir sığır eti, adamın beyin hücrelerini çalıştırır. Gerçi bugün hamburger modasıyla birlikte sığır eti popüler oldu. Ben her gün, her öğün et yerim. Balık bile yesem arkasından mutlaka et yerim, tabii güzel et.

- Kurban Bayramı için bize biraz tüyo verir misiniz? Örneğin eti nasıl marine etmeliyiz?
- Altı kişilik bir ete, yumurta büyüklüğünde bir soğanın yüzde 60'ını rendeleyin. Daha sonra da üzerine altı kişilik bir salataya koyduğunuz kadar zeytinyağı gezdirin. Bir tutam tuz ve üç damla üzüm sirkesi atın. Eğer evde sirke yoksa limon da sıkabilirsiniz. Son olarak da zeytinyağı ile aynı ölçüde süt gezdirin.

- Ve ne kadar bekletelim?
- Bir saat bekletin, altı saat bekletin. Ya da hiç bekletmeden direkt pişirip yiyin. Ama kurban etini bekletmeye gerek yok. Çünkü onun kendine has bir tadı var

Etin erbabı olarak size "Dünyanın en lezzetli eti hangisidir?" diye sorsam.
- Karaca geyiğinden sülüne kadar birçok lezzetli et var. Ama Trakya'da yetişen et hiçbir yerde yok. Gelibolu, Keşan, Balkanlar, Romanya ve Bulgaristan'ın bir kısmı, kuzunun en güzel olduğu yerlerdir. Bir de aynı eti Kazablanka'da buldum.

- Nedir Trakya bölgesinin özelliği? Neden buradaki kuzuyu başka yerde bulamıyoruz?
- Otladıkları yer çok önemli. Örneğin Lüleburgaz'da yediğiniz eti Çatalca'da bulamazsınız. Çünkü orada rüzgâr daha kuvvetli eser ve otlar daha kurudur. Ayrıca üşüyen hayvanın eti de lezzetli olmaz. Bu yüzden ahır kapıları her zaman güneye bakmalıdır. Çünkü kuzeyden esen rüzgar şiddetlidir ve üşümelerine neden olur.

- Kuzu ya da sığır, her et için bir tavsiyeniz var mı?
- Evet var. Hangi et olursa olsun, pişirmeden önce üzerine bir-iki damla sirke gezdirin


Aslında etobur bir milletiz. Mangal keyfini kimse bizden alamaz. Bunun için ne söyleyeceksiniz?
- Maalesef mangal yakmayı kimse bilmiyor diyeceğim. Mangal kömürü en az iki saat yanmalıdır. Tamamen karbon uçmalı, yoksa zehirler. Tıpkı soba zehirlemesi gibi.

- Şöminede sucuk da mı zararlı o halde?
- Gazı tamamen dışarı çıkmazsa evet zararlı.

- Tüm dünyayı gezip en iyi etleri tadıyorsunuz. Bugüne kadar hiç yakalayamadığınız bir tat var mı?
- Var. 1940'lı yıllarda Eminönü Tokatlı'da yediğim döneri yapamadım. Bir de Ankara Samanpazarı'nda yediğimi.

- Sormadınız mı oradaki ustalara, sırları neymiş?
- Ben bu işe hayatımı verdim. Kalkıp da asla sormam. Sanırım hayvanın karın boşluğundan elde edilen gömlek yağını kullanıyorlar. Gömlek yağı çok lezzetlidir ama ben müşterilerime yedirmem



beyti kebabın adı nereden gelir?

Bu kebabı ilk olarak sunan kişi Beyti güler'dir. Restoranının ismi ise Beyti restoranı. Adını buradan alır.

Beyti güler'in adını verdiğ kebabın yapılışı:

Bir başka şekli de beytinin, kaburga etinden yapılanıdır. kaburga üzerinden ince sıyrılarak ayrılan et, tezgaha serilir. içine bir miktar iç yağı konulur. kaburgadan artan etler bu etin içine yerleştirilir şerit halinde yuvarlak olarak sarılır. yuvarlak olarak kesilir çöpe (şiş yapılan) dizilir, bir gece sovan suyu tuz ve zeytinyağ ile marine edilir. kömür ateşinde ızgara yapılır. gerçek beyti bu olur.

Haftanın Mekanı / Beyti- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi

Haftanın Mekanı / Beyti

Beyti

Orman Caddesi No: 8
Florya İstanbul
Tel : 0 212 663 29 90


1940lar'da Küçükçekmece'de bahçeli, temiz ve sade bir mekanda lezzetli et yemekleriyle tanınan Beyti, 1980lerin başında Florya'da açtığı 3000 m2lik mekanında 12 restoran salonu ve yazları hizmet veren geniş terasıyla kalitesini sürdürüyor.

Osmanlı Türk yemeklerinin en özgün örneklerini gerçek tadlarıyla sunan restoran, dekorasyonuyla da mutfağının hakkını veriyor.

Tüm mekan, Osmanlı ve Türk dönemi sanatından esinlenerek dekore edildiğinden saray, cami, medrese,avlu gibi tipik yapıların modernize edilmiş biçimde özelliklerini taşıyor.

Geleneksel Türk Osmanlı mimarisini ve motifleriyle dekore edilmiş Beyti'nin salonlarının herbirine Hünkar salonu, Çinili Salon gibi saray mekanlarının isimleri verilmiş.

Gastronomy konusunda dünyanın sayılı restoranlarına verilen uluslararası ödüllere sahip mekan, Türk mutfağını yakından tanımak isteyen tüm yabancı ünlü konukların ve turistlerin de ilgisini çekiyor.

Beyti'nin mutfağına gelince; tüm ızgara et çeşitleri, şiş kebap, kuzu pirzola, döner, şinitzel gibi klasik tatların yanısıra Beyti Kebabı ve özel mantarlı pilavı restoranın en bilinen spesialiteleri.

Su böreğini, patlıcan salatasını denemeyi ihmal etmeyin. Beyti Pazartesi hariç her gün 11.30-23.30 arasında açık. Kredi kartı geçiyor. Park yeri var. Helikopter ile inmek isteyenler için pisti bile mevcut.

Beyti Kebab - Bilgiyi Paylaşmanın En Hızlı Adresi- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi

Beyti Kebab - Bilgiyi Paylaşmanın En Hızlı Adresi

Beyti Kebab

Malzemeler



4 su bardağı un

2 adet Domates

1,5 su bardağı Yaş Maya

Tuz istenildiği kadar

1,5 su bardağı Ilık Su

Karabiber istenildiği kadar

Yarım Su bardağı Toz şeker

1 adet Yumurta Sarısı

500 gr Kıyma

6 diş Sarımsak

1 su bardağı rendelenmiş Kaşar peyniri



Yapılışı

Maydanozu kıyın. Domatesleri rendeleyin. Kıymaya ezilmiş sarımsak domates maydanozu tuz ve karabiberi ekleyip yoğurun. 4 ince uzun köfte hazırlayın. Mayayı ılık suda eritin. Un, tuz ve toz şekeri ilave ederek bir hamur hazırlayın. Üzerini nemli bir bezle örtüp 25-30 dakika mayalanmaya bırakın. Hamuru dört eşit parçaya bölün. ve birbirini kalın bir yufka şeklinde açınız Her köfteyi bir yufkanın içine yerleştirip üzerine rendelenmiş kaşar peyniri serpin. Hamuru yuvarlayıp kenarlarını parmağınızla bastırarak kapatın. Kalan köfte ve hamurlarla da aynı işlemi tekrarlayın. Hamurların üzerine yumurta sarısı sürün. Önceden ısıtılmış orta dereceli fırında 20-25 dakika pişirin. Dilimleyip maydanoz ve domatesle süsleyerek servis yapın.



AFIYET OLSUN



beceriksiz gelin’den: Yalanci Beyti kebab- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi

beceriksiz gelin'den: Yalanci Beyti kebab

Yalanci Beyti kebab

Ne zamandir aklimda olan bir tarifti evde pide,lahmacun hatta ve hatta kokorec bile yapan ben neden yapamayayimki diye denedim guzelde oldular.Ne bileyim hani Turkiyede lokantalarda yenilenler gibi degilde ,iste benim gibi gurbett ellerdekilerin nefsini korlemeyede kafi bir yemek.
Yaz icinde guzel yogurtlu falan tek cesit kurtarici yemeklerden yani .
.................................................................................................
........................
Simdi sinavimi merak edenler vardir belki, bu kadar ara verdim calisicam diye ama aksilikler cikti kitap yuzu bile acamadan cumartesi sabahi sinava girdim.Kendimi yeniden universite sinavina girmis gibi hissettim o anda isim kodlamalar falan aman ne bileyim iyimi oluyo benim ne isime bu vakitten sonra bilmem.
Eee meseleyi hevesle yazmadigima gore anlamisinizdir degilmi sinavin iyi gecmedigini, aman ne yapayim artik hayirlisi olsun.Aslinda sonucu haftasonuna alicam daha belli degil ama gorunen koyde kilavuz istemez dimi?
Bosverin sinavi dersi azcik beyti konusalim gonlumuz acilsin........
Malzemelerimiz soyle;
~yaklasik 400 gr kiyma
~1 irice kurusogan
~tuz,karabiber,istege bagli kirmizi biber, azcik kekik
~Tortilla yada yufka
~ birer yemek kasigi cok dolu olmasin bilimum salca cesidi (biber ve domates yani)
~tereyagi ve 1 yemek kasigi siviyag
~sarimsakli yogurt
Kurusogani robotta iyice parcaliyoruz icerisine kiymayi,tuzu ve baharatlari ekleyip iyice yoguruyoruz.Tortillalarimizi enine ikiye bolup arasina kiymamizdan rulolar yapip sariyoruz.Tortillanin uc kismina bir firca yarimiyla su surerseniz guzelce yapisir.Yaptigimiz rulolari"kesip"( ben unutmustumda)tepsiye yerlestiriyoruz.400F pisiriyoruz.Yuksek ateste kofteler sulanmadan pismis oluyor.Bu arada kucuk bir tavada bir yemek kasigi siviyagla birlikte tereyagini eritiyoruz.
Icerisine salcalarimizi alip kavuruyoruz.Frinindan cikan kebablarimizi servis tabagina dizip uzerine sarimsakli yada sade nasil severseniz yogurdu dokuyoruz sonra bol tereyagli salcamizida uzerine gezdirip maydanozla susluyoruz.Bizde tazesi kalmamisti ben kuru maydanoz kullanmistim.Sonra cocuklara hadi yemegeeee diye sesleyip onlar daha gelmedendayanamayip basliyorsunuz yemeye.
Afiyet olsun.
Not:Bu arada bugun benim enkucuk kizkardesimin dogum gunuydu.Canim kardesim dogum gunun kutlu olsun nice yaslara emi,saglikli mutlu huzurlu birsekilde.Bak bulusmaya azkaldi insallah, ya sabir oldumu.
Posted by NESRIN at 11:55 PM

Fwd: UMRAN: Beyti Kebap- Google Araç Çubuğu kullanılarak gönderildi




UMRAN: Beyti Kebap

Beyti Kebap

Ev usulu ,kolay lezzetli bir tarif.
Malzemeler:

  • Yarim kilo kiyma
  • Yarim sogan
  • Bir tutam maydanoz
  • 1 dilim ekmek ici
  • 1 yumurta
  • Karabiber
  • kimyon
  • tuz
  • Isterseniz cok az aci pul biber
  • Tortilla ekmegi

Robotta oncelikle 1 dilim ekmegi toz haline getiriyoruz. Ben bayat , kurumus ekmeklerimin hepsini birden robotta galeta unu haline getirip buzluguma koyuyorum. Ve yeri geldikce hazir bir sekilde kullaniyorum. Robottaki ekmegin uzerine sogan ve maydanozu ekleyip incecik olana kadar calistiriyoruz. Sonra diger malzemeleri ilave edip kofte harcimizi hazirlamis oluyoruz. Bu harci 1 saat kadar buzdolabinda bekletip cikariyoruz. Elimizle kalinca rulo yapip tortilla ekmeginin icine koyup sariyoruz. Tekrar buzdolabinda bir yarim saat kadar bekletip (kolay kesilebilmesi icin) bicakla dilimler halinde kesip cop sise geciriyoruz. Mangalda yada izgarada veya firinizda pisirip, uzerine yogurt sos ve tereyagli sos dokup afiyetle yiyoruz.

Guzel gorup guzel dusunelim, guzel dusunup hayatimizdan lezzet alalim.




--
keskinyemek